Çekin artık kirli sözlerinizi de zihniyetinizi de üzerimizden!
Klavyesi olan yazıyor, telefonu olan çekiyor, sosyal medyası olan paylaşıyor… Site kuran herkes kendine ‘gazeteciyim’ der oldu. Böyle bir tipleme burada da var. İsim verip de ifşa etmeyeceğim(alenen ismim yazılmış, köşe yazısında yer bulmuştum bir ara da, hiç hoş olmamıştı.) Neyse konumuz bu değil. Konumuz; eline telefon alıp bırakın haber yazmayı, haberin ne olduğuna dair en ufak bir fikri bile olmayan birinin sosyal medyadaki mide bulandırıcı paylaşımı! Tesadüfi bir şekilde önüme düşen bu paylaşım, beni pek şaşırtmadı açıkçası. Mersin’de ‘sahada’ emek vermeniz, bu sektördeki kişiler hakkında bilgi sahibi olmanıza yetiyor. Çok değil birkaç defa çıksanız bile yeter aslında. Cümle içinde kurulan özensizce seçilmiş tek bir kelimeden bile anlarsınız asıl zihniyetinin ne olduğunu. Konuşma kabiliyeti sıfır olanlar, üslubuna asla dikkat etmeyenler, argo konuşanlar, tartışmayı beceremeyenler bla bla… Bir de bunları pohpohlayanlar var. Neyse bu konuya hiç girmeyeyim hiç çıkamayız…
Yeri gelince kadınlar üzerinden prim yapılır. Haberler havada uçar, duyar kasılır, paylaşımlar, yağlar, ballar… Asıl düşünceleri bunlar değil, pek tabii biliyoruz bunu. Çekin artık kirli sözlerinizi de zihniyetinizi de üzerimizden. Ayrıca bırakın bu klavye gazeteciliğini de! Gram bir fikre sahip olmamakla birlikte savunabileceğiniz bir argümanınız bile yok. Bu nedenledir ki paylaşımınızın arkasında bile duramayıp siliyorsunuz. Silmeniz, düşüncelerinizi değiştirmez ama belli ki prim yapmamışsınız!
Sizlerin ne giydiği bizleri ilgilendirmediği gibi, bizlerin de ne giydiği sizleri ilgilendirmez. Basitleşmiş ve klişe haline gelmiş bu cümleyi tekrar etmekten çok sıkıldık lakin siz duymaktan sıkılmıyorsunuz. Biz sapığa sapık deriz ‘öküzün trene baktığı gibi bakanlara’ yani! Siz ne diyorsunuz? Bu sapıklığın neresini haklı buluyorsunuz? Hııı, kadınların üzerindeki kıyafetin santimine göre ayırım yapıyordunuz değil mi! Santimi kısa ise tacizi hak ediyor, uzunsa hak etmiyor cinsinden. Hatırlatmak isterim ki bu ülkede, kadınların kahkaha atmasından, gebe iken dışarıda dolaşmasından rahatsızlık duyulmuştu. Seri üretimli aynı zihniyet işte bunlar. Zihni ve fikri leş olanların susmasından yanayız. İlla ki beyan edeceğim diye ısrarcıysanız şayet bizlerle baş edemeyeceğinizi de unutmayın. Niceliğinize güvenmeyin. Nitelik önemlidir, bilirsiniz.
Biz bu işin neresindeyiz? Her yerindeyiz, santim santim her alanındayız. Önce kadın olarak sonra kadın gazeteciler olarak. Rahatsızlık duyanlar var farkındayız. Duyun! Duymalısınız da zaten. Bir telefonla, canlı yayın açmayla gazeteci olunmayacağını öğreneceksiniz. Kafanıza, keyfinize göre paylaşım yapmamanız gerektiğini öğreneceğiniz gibi!